5 Ekim 2012 Cuma

BEN BÖYLE HAYAL ETMEDİM

Can oğlum daha yokken, hamile bile değilken, ona hamile kalmayı hayal ettim ben. Oğlum olacağını adının Can olacağını, onu dünyaya getirdiğim anı ve neler hissedeceğimi, onu ilk kucaklayışımı ilk bakışını ilk kokusunu ve onu ilk emzirdiğim anı hayal ettim. Onun ilk mamaya geçişini, kaşığı eliyle  itmesini, mamayı püskürtmesini ve ikimizin de buna güldüğünü hayal ettim. İlk agu deyişini, bana gülüşünü ilk adım atışını görmeyi hayal ettim. Bana anne diyeceği günü hayal ettim. İlk saç traşını yaptırmayı, ilk doğumgününü ilk pastasını hayal ettim. İlk kaydıraktan kayışını, salıncakta sallamayı, babasıyla kumdan kale yapmasını hayal ettim. Oyun hamurundan ecüş bücüş birşeyler yapmasını '' bak anne ne yaptım'' demesini hayal ettim. İlk dişinin çıkışını ve bunu herkese müjdelemeyi hayal ettim. Anaokuluna başlamasını, birsürü arkadaşı olmasını hep oyun oynamasını, hep gülmesini, mutlu olmasını ama hep mutlu olmasını hayal ettim. Bir kardeşi olmasını ve adının Efe olmasını, Can'ım kardeşim diye ona sarılmasını hayal ettim. Efe'nin gelişiyle daha da eğlenceli bir hayatımızın olacağını hayal ettim ben.

Bir annenin hayalini çalmaya, hayallerindeki başrol oyuncularını almaya hangi makamın heangi devlet adamının gücü yeterdi ki? Ama çalıyorlar çalmaya da devam ediyorlar. Bilinizki bu annelerin eli o çocukların da vebali bir gün yakanıza yapışacaktır.

Ben yine de bu olumsuzluklara rağmen, iki oğlumun da büyüdüklerinde aslanlar gibi birer delikanlı olacağını ve ergen ve en kalın sesleriyle '' anne evde ne yemek var'' diye sorduklarını hayal edeceğim.

Korkunun tek düşmanı umutsa eğer, umut etmeye de devam edeceğim. Sadece BARIŞ'ın olacağını, hiçbir annenin babanın evlatsız, hiçbir evladın da annesiz babasız kalmayacağını umut edeceğim.